PAHSSc, Nadir Hastalıklar Gününü Destekliyor

AKCİĞER NAKLİNİN TARİHÇESİ -2.19.3- CARREL VE GUTHRİE - İLK FONKSİYONEL ORGAN NAKLİ DENEMESİ - 2025.04.04

Akciğer Naklinin Tarihçesi -2.19.3- Carrel ve Guthrie - İlk Fonksiyonel Organ Nakli Denemesi

 

Alexis Carrel (1873-1944) ve Charles Claude Guthrie (1880-1963)

  

Carrel ve Anastomoz Tekniğinde Devrim


Fransız cerrah Alexis Carrel (1873-1944), 1902 yılında Lyon’da yayımladığı La technique opératoire des anastomoses vasculaires et la transplantation des viscères (Vasküler Anastomozların Cerrahi Tekniği ve Organ Nakli) adlı makalesinde, damarları cerrahi olarak pürüzsüz bir şekilde birleştirmeyi mümkün kılan devrimci dikiş tekniklerini tanımladı. 

 

Carrel’in "Üç Nokta Triangülasyon" (üçgenleme) tekniği, damarları düzgün ve sızdırmaz şekilde birleştirmeyi mümkün kılarak organ nakli çalışmalarında devrim yarattı.

 

1904 yılında Alexis Carrel, Amerikalı fizyolog Charles Claude Guthrie (1880-1963) ile tanıştı. Bu karşılaşma, organ nakli alanında önemli bir iş birliğinin başlangıcını oluşturdu. İki bilim insanı, 22 ay süren iş birlikleri boyunca 20’den fazla makale yayımladı; arter–ven anastomozları ve ven–arter yama teknikleri üzerine kapsamlı deneyler gerçekleştirdiler.

Carrel’in geliştirdiği triangülasyon (üçgenleme) yöntemini organ nakillerine uyarlayan ikili, damar anastomoz tekniğini mükemmelleştirdi. İnce ipek iplikler kullanılarak uygulanan bu teknikte, damar uçları 120° aralıklarla üç sabit dikişle birleştirildi. Uçlar dışa çevrilerek (everte edilerek), damarların iç yüzeyleri olan endotellerin doğrudan temas etmesi sağlandı. Bu sayede hem sızdırmazlık elde edildi hem de kan akışı optimize edilerek tromboz riski en aza indirildi.

Elde ettikleri bu deneysel bulguları, 1906 yılında yayımladıkları “Anastomosis of blood vessels by the patching method and transplantation of the kidney” (Damarların yamalama yöntemiyle anastomozu ve böbrek transplantasyonu) başlıklı makalede bilim dünyasıyla paylaştılar.


İlk Fonksiyonel Organ Nakli - Hayvandan Hayvana Böbrek Nakil

Carrel ve Guthrie, 1906 yılında Science dergisinde yayımladıkları “Successful Transplantation of Both Kidneys from a Dog into a Bitch with Removal of Both Normal Kidneys from the Latter” (Bir Dişiye Başarıyla İki Böbreğin Nakledilmesi ve Mevcut Böbreklerin Çıkarılmasıyla Gerçekleşen Deneysel Transplantasyon) başlıklı makalede, tarihte ilk kez fonksiyonel bir organ naklini gerçekleştirdiklerini bildirdiler. Büyük bir terrier köpeğinden alınan her iki böbrek, genç bir dişi köpeğe nakledilmiş ve alıcının kendi böbrekleri çıkarılmıştı.Bir haftadan fazla sağ kalım elde edilen deneyde, alıcı genç dişi köpeğin her iki doğal böbreği çıkarılarak, donör büyük bir terrier köpeğinden alınan böbrekler “komple takım” olarak nakledildi. Bu sırada Carrel’in üç nokta triangülasyon dikiş tekniğiyle damarlar dikkatle birbirine bağlandı.

 

Kan akımı 1,5 saatlik kesintinin ardından tekrar sağlanınca, nakledilen böbrekler 30 dakika içinde normal renk ve dolgunluğa kavuştu. Üreterlerden berrak idrarın akmaya başlaması, böbrek işlevinin başarıyla devam ettiğini gösterdi.

Alıcı hayvan, yaklaşık dokuz gün yaşadı. Guthrie, 12 Mart 1906 tarihli laboratuvar kayıtlarında, “47 numaralı deney” olarak kaydettiği bu vakada, köpekte böbrek yetmezliği belirtisi olan “üremik semptomların” başladığını ve bu nedenle ötenazi uygulandığını not etti. Çıkarılan böbrekler daha sonra histolojik inceleme için formalin solüsyonunda saklandı.

Carrel: Organ Naklinin Kaderini Değiştiren Bulgular

 

Carrel ve Guthrie, birlikte çok sayıda deney gerçekleştirdi ve organ nakli üzerine önemli bulgulara ulaştılar.

Carrel’in hayvanlar üzerinde yaptığı kapsamlı araştırmalar, otogreftlerin (aynı bireyin kendi dokusunun nakli) sürekli olarak başarılı olduğunu gösterirken, homogreftlerin (aynı türden başka bireyler arasında yapılan nakiller) kalıcı başarı sağlamadığını kesin bir şekilde ortaya koydu.

 

Bu çalışmalar, organ nakli alanında önemli ilerlemeler sağladı ve Carrel'e 1912 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandırdı.

Ödül törenindeki konuşmasında, organ naklinin yalnızca cerrahi bir mesele olmadığını, aynı zamanda biyolojik uyumun da kilit rol oynadığını vurguladı. Ona göre, böbrek gibi organların aynı kişinin kendi vücuduna nakledilmesi genellikle sorunsuz sonuç veriyordu; ancak bunun pratikte fazla bir faydası yoktu. Asıl önemli olan, başka bir kişiden alınan organın kalıcı olarak uyum sağlayıp sağlamayacağıydı.

 

Örneğin, kaza sonucu kopan bir kol veya bacak tekrar yerine dikilebilir; ancak başka birinden alınan uzvun uzun vadede işlevini sürdürebileceği bilinmiyordu. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için, hangi bireyler arasında dokuların uyumlu olduğunu anlamamıza yardımcı olacak biyolojik göstergelerin keşfedilmesi gerektiğini belirtiyordu. Carrel’e göre, organ naklinde cerrahi teknikler büyük ölçüde çözülmüş olsa da, bu tek başına yeterli değildi; kalıcı ve başarılı nakillerin gerçekleşmesi, canlı dokular arasındaki biyolojik ilişkilerin çok daha derinlemesine anlaşılmasına bağlıydı.

 

Carrel’in vizyonu, organ naklinin geleceğine dair çarpıcı öngörüler barındırıyordu. "İnsan vücuduna, temin edilmesi ve cerrahi olarak işlenmesi görece kolay olan hayvan organlarının heterotransplantasyon (türler arası nakil) yoluyla nakledilmesi ideal yöntem olacaktır" görüşünü savunuyordu.

Bu düşüncesinin temelinde çok açık bir neden yatıyordu: İyi durumda bir insan nakil organı bulmak son derece zordu. Carrel, kaza sonucu ölen kişilerin organları istisnai durumlarda kullanılabileceğini kabul etse de, asıl çözümün domuz gibi kolay yetiştirilebilen hayvanların organlarında bulunduğunu düşünüyordu.

 

Ancak Carrel'in öngördüğü gibi, bu hayvan organlarının insan vücudu tarafından reddedilmemesi için ciddi immünolojik engellerin aşılması gerekiyordu. Türler arası naklin (heterotransplantasyon) başarısı tamamen bu engellerin çözülmesine bağlıydı. Carrel'in bu vizyoner fikirleri, günümüzde genetik mühendislik ve immünsüpresif tedavilerle hayata geçirilmeye çalışılan xenotransplantasyon çalışmalarının temelini oluşturdu.

 

Nitekim Carrel'in bu hayali, 100 yıl sonra gerçek oldu. 7 Ocak 2022'de Amerikalı cerrah Bartley P. Griffith, dünyada ilk kez genetiği değiştirilmiş bir domuzun kalbini 57 yaşındaki David Bennett'a başarıyla nakletti. Bu tarihi operasyon, Carrel'in yıllar önce öngördüğü "hayvan organlarının insanlarda kullanılması" fikrinin somut bir kanıtı oldu. Griffith ve ekibi, domuz kalbinin genetik yapısını değiştirerek insan vücudunun reddetme riskini en aza indirmeyi başardı. Carrel'in rüyası, modern tıbbın imkanlarıyla nihayet gerçeğe dönüşmüştü.

 

Gelecek Konu: Akciğer Naklinin Tarihçesi -2.19.4- Jaboulay - İnsana İlk Organ Nakil (Ksenotransplantasyon) Denemesi 

 

  

KAYNAKÇA:

 

    1. PAHSSc - Türkiye'de Akciğer Naklinin Tarihçesi
    2. Tissue and Organ Transplantation - 1914 - Emerich Ullmann
    3. The Prehistory of Transplantation: up to the 1950s - GIN - 2002
    4. A History of Organ Transplantation: Ancient Legends to Modern Practice - David Hamilton - 2012
    5. Side-chain theory - Wikipedia
    6. Zauberkugel – Wikipedia
    7. Alexis Carrel — Wikipédia
    8. Alexis Carrel, Rene Leriche, Jean Kunlin, and the history of bypass surgery - Journal of Vascular Surgery
    9. The Prehistory of Transplantation: up to the 1950s - GIN - 2002
    10. Tissue and Organ Transplantation - 1914 - Emerich Ullmann
    11. Further Studies on Transplantation of Vessels and Organs on JSTOR - 1908
    12. Successful Transplantation of Both Kidneys from a Dog into a Bitch with Removal of Both Normal Kidneys from the Latter - 1906
    13. Alexis Carrel – Nobel Lecture - NobelPrize.org - 1912

 


Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2023
Önceki güncelleme: 
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / MAYIS 2025


 

Önceki Konu: Akciğer Naklinin Tarihçesi -2.19.2- Ullmann - İlk Belgelenmiş, Teknik Açıdan Başarılı Organ Nakli Denemesi  

 

 

 

#AkciğerNakli #PAHSSc #LungTransplant #OrganBağışı #OrganNakli #OrganDonation #Alexis Carrel #CharlesGuthrie #LTx #BöbrekNakli 

 

 

Eskişehir Web Tasarım