Joseph Igersheimer (1879–1965) - Kadavradan Kornea Nakli
Nazi zulmünden kaçarak Atatürk’ün modern Türkiye’sine sığınan Alman oftalmolog Joseph Igersheimer, 1933–1939 yılları arasında Türkiye’de bulunduğu dönemde modern oftalmolojinin mimarlarından biri oldu. 15 Ekim 1933’te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Enstitüsü’nün başına geçti. 1935’te Türkiye’de ilk kornea naklini gerçekleştiren Igersheimer, görev yaptığı yıllarda toplam 34 kornea nakli operasyonu yaptı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda tıp alanındaki gelişmeler, yüzyıllarca süren savaşların etkisiyle özellikle askeri cerrahi alanında önemli adımların atılmasına yol açtı. İbrahim bin Abdullah isimli bir askeri cerrahın 1505 tarihli kitabında hayvandan insana kemik nakli (ksenogreft) gibi yenilikçi uygulamalardan bahsetmesi, dönemin bilimsel merakını ve ilerici yaklaşımlarını gözler önüne serer.
İlerleyen dönemlerde, dünyada yanık tedavisi ve plastik cerrahi alanındaki gelişmeler Osmanlı tıbbında da karşılık bulmuş; bazı cerrahlar deri nakli gibi yenilikçi yöntemlere yönelmiştir. Özellikle savaş yaralanmalarının tedavisinde görev alan askeri cerrahlar, daha ileri ve riskli teknikleri denemeye cesaret etmişlerdir.Ancak bu girişimler genellikle bireysel çabalarla sınırlı kalmış, sistematik bir tedavi protokolüne dönüşememiştir. Bu uygulamalar belgelenmemiş ya da yeterince kayıt altına alınmadığı için tarihsel kaynaklarda iz bırakmadan kaybolmuştur.
Bu durum, Osmanlı toplumunun bilimsel yeniliğe karşı tutumunu da yansıtmaktadır. 17. yüzyıldan itibaren Avrupa’da Rönesans ve Bilimsel Devrim’in ortaya koyduğu metodolojik yaklaşımlar karşısında, Osmanlı İmparatorluğu’nda kurumsal reform girişimleri çoğunlukla siyasi istikrarsızlık ve ideolojik dirençle karşılaşmıştır. Özellikle imparatorluğun son dönemlerinde belirginleşen muhafazakâr tutuma rağmen, modernleşme yönünde adım atan bazı padişahlar dahi zaman zaman siyasi ve dini gerekçelerle engellenmiş; “din elden gidiyor” söylemleriyle ya tahttan indirilmiş ya da öldürülmüşlerdir. Bu ortam, bilimsel ilerlemenin kurumsallaşmasını ve süreklilik kazanmasını ciddi biçimde zorlaştırmıştır.
Modern tıbbın Türkiye’de kurumsallaşması, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile başladı. Cumhuriyetin bilimsel vizyonu, eğitimde yapılan köklü reformlar ve ileri görüşlü sağlık politikaları, tıp alanında sistematik ilerlemeyi mümkün kıldı.
Türkiye’de modern anlamda doku nakli, 1930’lu yıllarda Alman oftalmolog Joseph Igersheimer’in gerçekleştirdiği kornea nakilleriyle başladı. Organ nakli ise 1970’lerden itibaren Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibinin öncülüğünde kurumsal bir yapıya kavuştu. 1975’te Türkiye’de ilk başarılı canlı vericiden böbrek nakli, 1978’de ise ilk başarılı kadavradan böbrek nakli gerçekleştirildi. Bu öncü çalışmalar sayesinde organ nakli, ülkemizde çağdaş tıbbın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Yazan: Kamil Hamidullah / KASIM 2023
Önceki güncelleme:
Son güncelleme: Kamil Hamidullah / EYLÜL 2025
#AkciğerNakli #PAHSSc #LungTransplant #OrganBağışı #OrganNakli #OrganDonation #LTx #JosephIgersheimer #KorneaNakli